Abdullah Önden

Academician Dr. Faculty Member

İnternet Sitesi Yaptırmak?

12 Mayıs 2008



Bedava internet sitesi!

Sizin de bir web siteniz olsun!

5 dakikada web sitesi!,

Vay canına..

Bundan yedi sekiz sene önce her yer böyle idi. Türkiye’de internet anlayışı değişecek sandık, ama hala aynı teraneleri görüyoruz.

Bir kere Frontpage, Dreamviewer gibi programlar ile iki resim koyup, iki font bold eden arkadaşlar web sitesi sahibi olduklarını düşünüyor, hatta kimileri kendilerine bir isim de koyuyorlar; webmaster. Yani öyle aştık ki biz master olduk abi, guru olduk.

Günümüzde internet ve internet sayfalarıyla ilgili diğer bir klişe de “kanun geliyor, site yaptırın, yaptırmazsanız bittiniz” gibilerden tehditvari sloganlarla müşteri kovalama çabaları. Şimdi kimse bu yasanın getirilerini bilmiyor, gelin sitenizi yapalım diyen adamlar da kanunun istediklerini bilmiyorlar. Tek çıkarları iki klavye vuruşu ile hazır template web sitelerinin sloganlarını, paragraflarını değiştirmek ve “tataa” alın size web sitesi. “Ne yani, bir alanadın var, explorera giriyorsun ve karşına bir site geliyor, daha ne istiyorsun.”

Türkiye’de internete global şekilde yaklaşan az kurum var. İnternet kullanıcı ile kullanıcıya seçenekler sunan web sitesini bir göz temasına getirebilen yegane kuvvetli araç. Karşınızdaki sizin her hamlenizi yapmaya hazır, ileri git dersiniz gider, geri dön dersiniz döner. O sizde ise sizden bir şeyler almak ister. Fakat bunu verebilmek, onunla iyi anlaşmak henüz buraların önemli konularından değil. “Bir web sitemiz olsun da itibarımız sarsılmasın” anlayışı oturmuş durumda.

Bir de böyle Flash animasyonları, filmler böyle çicekler böcekler. Yahu, ben bir anahtar firmasının web sitesinden ne bekleyebilirim ? Bunu düşünmek önemli olan. Siz ona animasyonlar sunun efendime söyleyeyim böyle uçan anahtarlar yapın o onu ilgilendirmemektedir. Adam oraya şubelerinizi öğrenmeye gelmiştir belki. Ona en etkili, en hızlı belki görsel biçimde bunu anlatacak bir yapıya sahip olması önemlidir sitenizin.

Son zamanlarda buna biraz da olsa dikkat ediliyor, ama bu dünyaya baktığımızda Türkiye’de çok çok az. Bakın çoğu yerde “design engineer” lar var. Bu adamlar sitenizin mouse imlecinden tutun, arama butonunun şekline kadar, menülerinizin yatay, dikey olmasından sayfanızın üç sütunlu olmasına kadar bizim “ne var yahu, onu biz tasarlarken zaten düşünüyoruz” dediğiniz şeylerden kamyon kadar para kazanıyorlar.

Neden? Çünkü bir web sitesinin milyonlarca dolar getirebileceğini keşfetmişler.

İşte Türkiye bunu keşfetme arefesinde. Dileğim o dur ki bunu kötü deneyimlerle kefşetmeyelim. Bizim en kötü şansımız burada ilşini seven adamların işini yapamaması. Yıllarca matbaalarda dolaşmış, artık işsizlikten web siteleri yapmaya başlamış ajanslar ellerindeki işe ne yazık ki bir mühendislik işi gibi yaklaşamıyorlar. Bunu da beklemek doğru değil zaten. Burada esas problem müşterilerin yaklaşımı.

Umuyorum yakın zamanda bu problem de anlaşılacaktır.